Yediğinizin Yarısı Yaptığınızın İki Katı

Yediğinizin Yarısı Yaptığınızın İki Katı

Yediğinizin Yarısı Yaptığınızın İki Katı

Beslenme insan vücudunda serotonin denen mutluluk hormonun salınmasını uyaran etkenlerden biridir. Hal böyle olunca beslenme sadece kişinin besin ihtiyaçlarını karışılmaktan çıkıp damak tadını değiştirmek, mutlu etmek, sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılan bir etkinlik haline geldi. Bu da beraberinde çağın hastalığı obeziteyi getirdi.

Obeziteden veya sizi rahatsız eden fazla kilodan kurtulmanın birçok yöntemi var. Bunlar beslenme tedavisi, fiziksel aktivitenin arttırılması, davranış değişikliği terapisi, gerekli durumlarda cerrahi girişimler ve ilaç tedavisi bu yöntemler arasındadır. Bazı aletli - ilaçlı girişimler ve uygulamalarda bu konuda baş vurulan yöntemlerdendir.

Son dönem yapılan Amerika’daki Minessota Üniversitesinde yapılan çalışmalar gösteriyor ki bilinen en iyi zayıflama türü kişinin aldığı günlük kalori miktarı azaltılırken beraberinde yakılan kaloriyi arttırmak ile oluyor. Yani kişiye özel hazırlanan bir beslenme programı fiziksel aktivite ile desteklendiğinde en kaliteli kilo kaybı elde ediliyor.

Günümüzde diyet çok popüler bir hale geldiği için her köşe başında diyet menüleri planlayan, işin ehli olmayan kişilere rastlamak mümkün. Çok düşük kalorili diyetler ile ot çöpler kaynattırıp bütün gün bunları içmenizi tavsiye edilen, mucizevi iksirlerin hiçbirinin bilimsel bir dayanağı yoktur. Bilinen bir diğer gerçekte yağ yaktıran besin diye bir şey yoktur. Yağ yaktırmak için yapılması gereken tek şey diyetin yağdan gelen kalorisinin azaltılması ve beraberinde aktivitenin arttırılmasıdır.

Yapılan zayıflama diyetleri kişiyi zorladıkça yapılabilirliğini yitirmekte, kişinin diyete karşı ön yargılı olmasına, diyetten soğumasına ve diyeti bırakarak daha fazla kilo almasına sebep olmaktadır. Zayıflama diyeti kişinin normal yaşantısına ne kadar uyumlu olursa o kadar daha kolay yapılarak sürdürülebilir. Önemli olan ideal kiloya erişene kadar yaşam tarzı ile uyumlu diyeti devamlılık arz eden bir şekilde yapmaktır. Ve diyet bir yerde bitirilmelidir. Toplum olarak hepimiz bunu atlıyoruz. Böylelikle de obeziteyi hayatımıza yerleştiriyoruz.

Kilo verme tamamlandığında koruma programı bu işin sağlamasıdır. Koruma programı demek kilo verme aşamasında son diyetinize alışın bundan sonra bu kaloride beslenin demek değildir. Kilo verirken nasıl aldığınız kalori bir miktar azaltılıyor ise koruma programında da aldığınız kalori yavaş yavaş arttırılır. Böylece kişi ilk pizza yediğinde veya pasta hayır demediğinde kilo almaz hale gelirsiniz.

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda sağlıklı zayıflama veya ideal kiloda kalmanın yolu size özel hazırlanmış sağlıklı bir diyet almak bunun içinde anlaşabildiğiniz, beslenme ve diyet bölümünden mezun doğru insanı yani beslenme uzmanı seçmekten geçiyor. En iyi diyetisyen size en uygun diyeti bile hazırlasa siz eğer motive değilseniz bu iş asla çözüm bulamıyor. Bu nedenle önce kendinize sonra diyetisyeninize güvenin ve sağlığınıza ve ideal hayal ettiğiniz kiloya ulaşın.